S – science – bilim (sosyal bilimler dahil)
T– technology –teknoloji
E – engineering – üretim ve tasarım (anladığımız anlamda mühendislik değil!)
M– math – matematik (S’nin bir parçası olduğu halde öneminden dolayı ayrıca vurgulanıyor).
STEM kısaltması (ki bu evrim sürecinde STEAM, STEM-C gibi türevlerini görsek de), tüm temel/sosyal bilimlerin ve matematiğin, bilişim teknolojileri ağırlıklı olmak üzere her türlü araç ve gereci kullanarak disiplinler arası anlayış içerisinde üretim ve tasarım faaliyetleri içerisinde olmamız gerekliliği mesajını veriyor bize. Peki neyi üreteceğiz? Kısacası çocuklarımıza okullarda bol bol proje mi yaptıracağız? Belki de S, T, E ve M harflerini daha anlamlı bir şekilde birleştirecek, bunları tetikleyerek beraber kullanmamıza yardımcı olacak yeni bir harfe daha ihtiyaç var: E! Başa eklediğimiz E harfi Entrepreneurial kelimesinin ilk harfi olarak girişimciliği ifade etmektedir. Buradaki girişimciliği sadece tüccarlık olarak anlamak hatalı olur. Avrupa Birliği tarafından desteklenen SEECEL projesinde girişimcilik “hayallerini hayata geçirmek üzere inisiyatif kullanmak” olarak adlandırılıyor. İşin ticari boyutu bir çözümün veya bir ürünün geliştirilmesinden çok sonra geliyor. Çocukların, verilen/kendilerinin keşfettiği bir problemi çözmek, buna yönelik bir ürün geliştirmek üzere harekete geçmesi, bu süreçte matematiği, temel ve sosyal bilimleri, bilişim teknolojilerini, her türlü araç gereci de işe koşmalarını beraberinde getirecektir. Yani öğrenmenin başlangıç noktası insanın doğasında olmayan “öğrenmek için öğrenmek” değil “merakını gidermek üzere öğrenmek” oluşturacak. Buradaki kritik nokta, öğrencilerin kendi problemlerini keşfedebilecekleri çeşitli ortamlarda gezebilmelerini, bol bol gözlemde bulunmalarını sağlamak veya öğretmenlerin sunacakları problem durumlarını merak uyandıracak şekilde ve “problem içinde problem” içerecek şekilde tasarlamasıdır. Peki, neden matematiği, temel/sosyal bilimleri, bilişimi araç gereci girişimcilik ile tetikleyerek kullanılacak şekilde bir öğretim tasarımına ihtiyaç duyuyoruz? Bunu da belki aşağıdaki görselle açıklayabiliriz. Son söz, STEM’in (veya STEAM’in veya STEM-C’nin veya E-STEM’in) ne olduğunu tanımlamaya çalışmak yerine, buna neden ihtiyaç duyulduğunu, eğitimin neden bu yöne evrildiğini anlamaya çalışmak, eğitimciler olarak enerjimizi daha doğru kullanmamıza yardımcı olacaktır. “STEM şudur, o değildir” türünden tartışmaların çok fazla bir değeri yok çünkü bu tarifi henüz dünyada yapabilen kimse yok. Bol bol örnek çalışma, bu evrim sürecini çok daha sağlıklı geçirmemize yardımcı olacaktır.